Bir sabah kahveni almışsın, aklında “Acaba hayal kurmak bir deyim midir?” sorusu dönüp duruyor. Evet, doğru okudun. Hayal kurmak… Şu bazen tatlı kaçış, bazen de “Gerçeklerle aram bozuk, ben düşte kalayım” hali. Ama hadi dürüst olalım, bunu hepimiz yapıyoruz. Kimimiz ofiste maaş artışını, kimimiz Akdeniz’de bir butik otel açmayı hayal ediyor. Peki bu kadar derin bir eylem… gerçekten bir deyim olabilir mi?
Hayal Kurmak: Deyim mi, Duygu mu, Yoksa Günlük Kaçış Planı mı?
“Hayal kurmak” aslında dilimizde deyim olarak kabul edilmez. Ancak kelimenin içeriği o kadar zengin ki, deyim olmasa da “hayat kurtaran bir eylem” statüsüne yükselmiş durumda. Çünkü kim ne derse desin, hepimiz bir noktada bu eylemi profesyonel düzeyde yapıyoruz. Hatta bazıları hayal kurma konusunda uzmanlık belgesi almış gibi yaşıyor.
Mesela sabah işe giderken otobüste camdan dışarı bakıp “Yarın istifa ederim, dünyayı gezerim” diyorsan, tebrikler: Sen hayal kurmanın uluslararası elçisisin!
Toplumsal Cinsiyet Gözlüğüyle Hayal Kurmak
Gelelim işin toplumsal kısmına. Çünkü hayal kurmak bile cinsiyet eşitliğinden payını alıyor. Kadınlar genellikle “duygusal yatırımcı” gibi hayal kurar. Onların düşlerinde mutluluk herkesin payına düşer: “Köyde bir kütüphane açarım, çocuklar kitap okur, herkes mutlu olur.” Empatiyle örülmüş, sevgiyle ısıtılmış bir düş dünyası.
Erkeklerse… Ah o çözüm odaklı beyler! Onların hayalleri bir proje planı gibidir: “Önce yatırım alırım, sonra girişimi büyütürüm, sonra…” derken Excel tablosunda hayalin finansal modelini bile çıkarır. Kadınlar duygusal altyapıyı kurar, erkekler lojistiği planlar. Kısacası, biri rüyayı renklendirir, diğeri hayalin inşaat ruhsatını alır.
Hayal Kurmak: Bir Eylem, Bir Mizah Kaynağı
Hayal kurmak bazen o kadar ciddi alınır ki, mizahın en tatlı malzemesi olur. Bir arkadaşına “Ben Mars’a gitmek istiyorum” dediğinde aldığı cevap genellikle “Git ama dönüş biletini almayı unutma” olur. Oysa kim bilir, belki senin hayalin Elon Musk’ın bile hayallerini gölgede bırakacak kadar büyüktür.
Aslında hayal kurmak, insan beyninin en yaratıcı şakasıdır. Gerçeklik “yapamazsın” der, beyin “izle ve öğren” der. Bir de düşün, bir gün gerçekten Mars’a gidersek, o zaman “hayal kurmak” deyim değil, tarihî bir başarı olarak sözlüklere geçmez mi?
Deyim Olmasa da Deyimlik Davranış
Türk Dil Kurumu’na göre “hayal kurmak” deyim değil. Ama gel gör ki, dilin yaşayan kısmı sözlükten hızlı değişir. Mesela “şey” kelimesi bile hayat kurtarıyorsa, “hayal kurmak” neden deyim olmasın? Çünkü biz her duyguyu abartmayı, her kelimeye anlam katmayı seven bir milletiz. Biri sana “Ne yapıyorsun?” dediğinde, “Hayal kuruyorum.” cevabı her durumda geçerlidir: Romantiksen tatlı, işkoliksen hedef odaklı, uyuyorsan zaten bedava versiyonunu yapıyorsun.
Erkeklerin Planlı Hayalleri vs. Kadınların Duygusal Evreni
Bir erkek hayal kurduğunda genellikle bir plan yapar: “Şöyle bir startup kursam, üç yıl içinde yatırım alırım.” Kadın hayal kurduğunda ise kalbi devreye girer: “İnsanlara ilham olsam, dünyayı daha güzel bir yer yapsam…” İkisinin de haklı payı vardır. Çünkü biri dünyayı tamir eder, diğeri onu güzelleştirir.
Aslında ideal hayal, bu iki yaklaşımın birleştiği yerdir. Yani biraz kalpten, biraz akıldan. Biraz kahkaha, biraz strateji. Hayal kurmak, tam da bu yüzden evrensel bir mizah konusudur: Çünkü herkes kendi tarzında “uçmayı” dener.
Hayal Kurmanın Ciddiyetini Mizahla Bozmak
Hayal kurmak, bazen ciddi bir eylem gibi görünür ama içten içe hep komik bir tarafı vardır. Çünkü hiçbirimiz, kurduğumuz hayallerin yüzde yüzünü gerçekleştiremeyiz. Fakat mesele o değildir. Mesele, bir süreliğine gerçeklerden kaçabilmektir. Kiminin hayali villadır, kimininki “Netflix’te diziyi sabah olmadan bitirmek.” İkisi de aynı ruha hizmet eder: Gerçeklikten tatlı bir mola almak.
Peki Senin Hayalin Ne?
Sen en son ne zaman içten bir hayal kurdun? Bir projeyi mi, bir sevgiyi mi, yoksa sadece 5 dakika huzuru mu? Yorumlarda paylaş — çünkü belki de senin hayalin, bir başkasına ilham olur. 😉